Ankara Efesi, Ankara yiğidi olarak bilinir...
Seymen,Ankara ve çevresinde yaygın olarak Ankara Efesi, Ankara yiğidi olarak bilinir... Seymenlik geleneğinin kökleri Orta Asya Oğuz Türkleri‘ne kadar uzanmakla beraber, bu gelenek 14’üncü yüzyılda Ankara’da devlet kuran Ahiler döneminde yeniden biçimlenmiştir. Zira Ankara, 14’üncü yüzyılda kardeşlik,eşitlik, paylaşım ve demokratik esaslar üzerine kurulu Ahiler Cumhuriyeti'ne evsahipliği yapmıştır. Mertlik, cömertlik ve bilgelik ilkelerini esas alan Seymenler de Ahi Teşkilatı'nın askeri (Seyfi/ Kılıç) kanadını oluşturmuştur.
Bugünkü tanımıyla "Seymen Alayı" ya da Ahiler döneminde "Yiğit Alayı" denilen gelenek o devirlerdendir ve yalnızca Ankara'da korunmuştur.Ankara Ahiler Devleti’nde şehrin ve çevrede yer alan kasaba ve köylerin koruyucusu ve muhafızı olarak Seymenler işlev görmüştür. Sivillerden oluşan ve gönüllü bir kurum olan Seymen (Yiğit) Alayları, zorunlu durumlarda ve çoğu kez savunma amaçlı olarak işlev görmüştür.
Seymen Alayı ise, bunalım ya da geçiş dönemleri olarak da nitelendirilebilecek "kızılcagünler"de kurulan bir Oğuz töresidir. Diğer bir deyişle, milli felaket günlerinde, bir beyliğin ya da devletin yıkılışında; yeni devleti kurmak veyeni lideri seçmek için Seymen Alayları tertiplenmiştir... Seymenlik geleneğinin köklü tarihinde son büyük Seymen Alayının düzenlenişi ise 27 Aralık 1919'a rastlamaktadır. Anadolu işgal altındayken Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara'ya gelmesi ve görkemli karşılanışı, tıpkı Oğuz geleneğindeki gibidir: 27 Aralık milli bir galeyan anıdır ve bu özel günde Seymen Alayı kurulmuştur.Halk, Oğuz töresinde olduğu gibi liderini seçmiştir.
Yüzlerce yıldan beri sivil bir oluşum olarak var olan ve Ankaralıların kolektif hafızasında yaşaya gelen mertlik, cömertlik, bilgelik ilkeleri üzerine kurulu olan Seymenlik geleneği, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Ulu Önder’in direktifleriyle kurulan Ankara Kulübü Derneği çatısı altında büyük bir titizlikle yaşatılmakta ve gelecek kuşaklara aktarılmaktadır... Günümüzde Seymen, Ankara’nın kültürel değerlerini, bu ülkenin üzerine kurulu olduğu temelleri iyi bilen, yaşayan, yaşatan ve bu değerlerin yaşamasının devamlılığını sağlamak üzere maddi ve manevi fedakârlıkları esirgemeyen kişi olarak tanımlanmaktadır... Seymen, Kızılca günde vatan için canını kırpmadanveren, barış gününde de ülkesini çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak amacıyla çalışan eğitimli, kendini geliştiren, ayakları üzerinde duran, 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal’i Dikmen sırtlarında karşılayanlarla hemşehri olmaktan gurur duyan kişidir.
Seymen unvanı günümüzde, Ankara Kulübü Derneği’nce verilen teorik ve uygulamalı eğitim süreci sonucunda “Seymen” olmaya değer görülen kimselere verilmektedir. Eğitim süreci;oyun, müzik ve kültür eğitimi yanında, sosyal terbiyeyi de içermektedir. Eğitim aşamalarını başarıyla tamamlayan Seymen adaylarına, Dernek tarafından yapılan törenle Seymenlik beratı verilir.